Yazmak istediğim bir sürü şey var fakat neredeyse hiçbirini yazamıyorum. Kaç gündür bu da aklımdaydı, yazsam mı, yazmasam mı, yanlış mı anlaşılır, gerekli mi diye kendi kendime soruyordum.
Önümde bilgisayar, karşımda televizyon, bir yandan dinleyip bir yandan da bu yazıyı yazıp yazmamakta tereddüt ediyorum, konusunu belirleyip başlığını attığım bir iki belge önümde duruyor.
Birden bire saat 22.40’ta CNN TÜRK kanalında sunuculuğunu yaptığı Türkiye’nin Gündemi adlı programda Didem Arslan Yılmaz konuğu bir zamanlar Fethullah Gülen‘in en yakınındakilerden biri olan Latif Erdoğan‘a önemli bir izleyici sorusu var diye şunu soruyor:
Fethullah Gülen “İzâ câ’e Nasrullahi vel-fethu” ayetinde söylenen Fethullahidir ve kastedilen biziz demiş, doğru mu?
Hayretler içinde kalıp demek ki yazmalıymışım dedim. Baştan söyleyeyim, TV’deki bu mevzuyu daha önce hiç duymamıştım.
Nasr Sûresini okurken onda başka mucizeler de olduğunu düşünüyordum. Bununla ilgili daha önceleri bazı notlar da almıştım. Fakat bunun Fethullah Gülen’le bağlantılı olabileceğini 15 Temmuz 2016 Türkiye’yi işgal girişiminden sonra düşündüm.
Tevrat’ta, İncil’de, Kuran’da, hadislerde olacak olan şeylerin önceden bazı işaretleri olduğu hatırlatılır.
“İncir ağacından ders alın! Dalları filizlenip yapraklarını sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız. Aynı şekilde, bütün bunların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, İnsanoğlu (İsa’nın gelişi) yakındır.” — İncil, Matta 24:32-33 —
“Rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen ve gökten tertemiz bir su indiren O’dur.” — Kuran, Furkan 48 —
Kuran mucizeleri bir kere olup biten olaylar değildir. Mucizeler anbean olmaya devam eder fakat her devir farklı bir şekilde ortaya çıkabilir: “Göklerde ve yerde olanlar O’ndan isterler; O her an (her gün) yeni bir yaratış halindedir.” — Rahmân 29 —
Nasr Sûresi Meâli
- İzâ câe Nasrullâhi vel-Fethu 2. Ve raeyt-en-nâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ 3. Fe sebbih bi hamdi Rabbi-ke ve-stağfir-hu inne-hu kâne tevvâbâ
“Allah’ın yardımı (desteği, zaferi) ve fetih geldiği zaman ve insanların grup grup Allah’ın dînine girdiğini gördüğün zaman; Rabbini hamd ile tesbih et ve istiğfâr et, muhakkak ki O tevbeleri kabul edendir.”
Birinci âyette Nasrullâhi vel-Fethu denerek iki kelime arka arkaya sıralanıyor. Dil bilgisel olarak birinci kelimenin arkasına eklenen Allah lafzı ikinci kelime olan Feth için de geçerlidir ve Fethullah’a işaret edilmektedir. Fakat mucizevi bir şekilde Allah’ın yüce adı Nasr (İlâhî yardım, destek, zafer) kelimesinin arkasına eklenmiş, Feth ile bitişik yazılmamıştır.
15 Temmuz işgal girişimiyle ilgili yazılan yazılarda, verilen haberlerde neredeyse herkes bunun bir zafer olduğu ve Allah’ın yardımıyla bertaraf edildiğinde hemfikirdi.
Bu sabah gene bunu düşünürken Mesnevî‘de buna dair bazı kısımlar olduğunu hatırladım. Arayıp bulduğumda Mesnevî’nin şu mucizevi beyitleriyle karşılaştım:
Kendi kazdığı kuyuya kendi düştü. Çünkü yaptığı zulüm kendi başına geldi.
Zalimlerin zulmü karanlık bir kuyudur; bütün âlimler böyle dediler:
Daha ziyade zalim olanın kuyusu, daha korkunçtur. Adalet “daha kötüye daha kötü ceza verilir” buyurmuştur. Ey zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun. İpek böceği gibi kendi etrafını örme; kendine kuyu kazarsan bari kararlıca kaz! Zayıfları sen yardımcısız, kimsesiz sanma; Kur’andan “İza cae nasrullah”ı oku.
Sen filsen, düşmanın senden ürkmüşse sana ceza olarak işte ebabil kuşu gelip çattı.
Yerde bir zayıf aman dilerse, gökyüzü askerleri birbirlerine karışırlar. Sen birisini dişinle ısırıp da kan içinde bırakırsan diş ağrısına tutulunca ne yaparsın?
— Mevlânâ, Mesnevî C. I, B. 1308-1316 —
Parti, ideoloji, etnik köken demeden insanların grup grup, akın akın Yenikapı’da toplanması; yalnızca Allah için, Hak için kimine göre demokrasi için, vatan için birlik olunması; daha kötüye daha kötü ceza yani idam istenmesi; düşmanın tanklarıyla saldırısına karşılık vatansever halkın silahsız zafer kazanmasının yazılarda, haberlerde sık sık Fil ve Ebabillerle bağlantısının kurulması; ipek böceğinin kendi etrafını örmesi gibi bu sinsi hainlerin yıllarca nasıl gizlilik içinde kendilerini gizlemelerini; “Yaralıyım, daha niye ateş ediyorsun” diye yerde aman dileyen 70 yaşındaki temiz amcamızı; “Sabreder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, onlar ansızın üzerinize gelseler bile Rabbiniz nişanlı beş bin melekle size yardım eder. (Âli İmrân 125)“ âyetini; hain örgütün hain liderinin günde 40 ilaç alacak kadar hasta olduğunu söylemesini; bu hain hep şifreli konuştuğu halde şifrenin de üstünde bir şifre olduğundan gâfil olduğunu düşününce kim bilir bunda daha ne mucizeler var diyebilir miyiz?
Küçük olaylar daha büyük olayların habercisidir.
Ne dersiniz?
Bu işaretlere bakarak yakında çok daha büyük mucizelerin zuhûr edeceğini bekleyebilir miyiz?